Beni tanıyanlar bilir. Tatlı dediniz mi akan sular durur bende . Her türlüsünü severim. Hiç ayırt etmem neredeyse. Yemem dediğim yok gibidir. Bir o kadar da seçiciyimdir aslında. Hani şu klasik, herkesin bildiği veya duyduğu " Tatlı krizi" tuttuğu zaman işte o zaman canım tam olarak nasıl bir tatlı çektiyse o tür birşeyler yemem lazım. Eğer şöyle şuruplu çıtır çıtır bir baklava çektiyse imkanı yok dolapta ki çikolata beni kesmez. Yada şöyle az şekerli bir sütlaç yemeği hayal ediyorsam bana bir kilo kadayıf verseniz olmaz. Böyle tuhaf bir durum benim ki. Benim için olduğu kadar yanımdakiler içinde bazen zor bir durum olabiliyor bu krizler. Ama üstesinden gelmeyi başarıyorum çoğu zaman. Kantarın topuzunun kaçtığı da olmuyor değil arada. Ama artık sadece arada. Hani şu geçenlerde tam tayinlerin başladığı dönem bir kavanoz Nutella ve fıstık ezmesini bir hafta da kaşık kaşık yemem gibi. Ama bunun stresli bir dönem olduğunu düşünerek kendimi teselli ettim.
Bir süredir tatlıya olan zaafiyetim konusunda kendimi terbiye ettim diyebilirim. Bir iki yıl kadar önce birçok insanın bildiği ve okuduğu " Tibet in Gençlik Pınarı 2" isimli kitabı bende merak edip okumuştum. Beslenme alışkanlığım tam olarak değişti diyebilirim. Amaç asla zayıflamak değil, daha sağlıklı daha pozitif ve enerjik olabilmekti. Geçiş süreci zorlayıcı bir dönem. Neden derseniz? Çünkü benim alışkın olduğum, ailemden gördüğüm ve çalışma tempom nedeni ile pek de kolay uygulayabileceğim bir beslenme tarzı değildi uygulanması gerekenler. Tam olarak 3 hafta denedim ve kendimi inanılmaz dinç,rahat ve enerjik hissettim. Bununla birlikte bir de her gün belli sayıda yapılması gereken 5 farklı hareket vardı. Tam olarak hepsini belli bir süre uyguladım ve faydasını da gördüm fakat babamın ani rahatsızlığı ve stres,hareketlilik ve günlük rutinde düzensizlik başlayınca benim bu gençlik pınarı maceram uzun bir süreliğine sona erdi. O gün bugün daha denemedim. Uzun lafın kısası bu başlıkla bu fotoğraflarla anlattığın şeyler ne alaka derseniz şimdi konuyu bağlıyorum.
Bu resimde ki muhallebi benim tatlı ile uzun bir süreliğine vedalaşmadan önce yaptığım tatlılardan. Tabii bayramdan sonra ancak başlayabilirim( ama ne kadar sonra bilmiyorum). Gerçekçi olmam lazım. Anneme" ben artık Tibetli rahipler gibi beslenmeye başladım ve onu yemem bunu yemem" desem bana söyleyeceği tek şey "Neye başlayacaksan evine gittiğinde başla "olur.
Neyse bu muhallebi oldukça hafif ve üzerindeki karamelle ağzınıza her kaşıkta gelen tat sizi mutlu edecek cinsten. Muhallebi dendi mi çocuk mamaları gelir aklıma. Bir de çocukken her muhallebiden sonra tencerenin dibini sıyırmak için ciğerci kedisi gibi mutfakta bekleyişim.
KARAMELLİ MUHALLEBİ
Malzemeler
1 kg süt
3 yemek kaşığı pirinç unu
1,5 yemek kaşığı un
1 su bardağı toz şeker( ben karamel nedeni ile şekeri azalttım ve 1/2 su bardağı kullandım)
1-2 parça dövülmüş damla sakızı
1 yemek kaşığı tereyağ
Karamel için
1/2 sı bardağı şeker
100 ml krema veya süt
Yapılışı
Tencerede süt,pirinç unu,un ve şekeri karıştırarak pişirin. Kaynamaya başladıktan 10 dak. sonra tereyağını ve damla sakızını ekleyip ocaktan alın. Pürüzsüz olması için mikserle çırpın. Kaseler doldurun. Karamel için şekeri bir tavaya koyup eritin. Şeker eriyip karamel rengi almaya yakın kremayı yavaşça ekleyerek karıştırın. İyice karışınca ateşten alın. Muhallebi kaselerinin üzerine karamelden birer kaşık koyun. Soğuyunca servis yapın.
Afiyet olsun.
Muhallebiler soğurken boş durmayayım dedim ve uzun zamandır aklımda olan bir şey yaptım. Hiç kullanmadığım beyaz renkli kalın büyük bir mumum vardı. Benmari usulü eritip sıvı hale getirdim. Sakın bu yaptığım şey hakkında bir fikrim olduğunu sanmayın. Sadece uydurdum,sonucun ne olacağı konusunda zerre kadar fikrim yoktu. En fazla kullanılmayan bir mum ve mumu erittiğim kabı çöpe atacaktım. Neyse pamuk ipliği kürdana dolayıp fincanın ağzına yatay şekilde yerleştirdim ve sıvı hale gelen mumu yavaşça fincana döktüm. Bunun için çok beğendiğim antikacıdan çok ucuza aldığım tek fincanı kullandım.
Aynı mantıkla bir deniz kabuğunu da mum ile doldurdum. Önce biraz uzun bir ipi kürdana doladım. İpin altı deniz kabuğunun dibine kadar uzanıyordu. Daha sonra sıvı mumu yavaşça kabuğa döktüm. Yalnız bu sırada biraz vakit harcarsanız mum çok çabuk katılaşıyor. Bu durumda tekrar suyun üzerine koyup eritebilirsiniz. Mum soğuyup katılaşana kadar bekledim ve kürdana sarılmış ipin yanması için bir kısmını bırakıp fazla olan kısmını kestim. Ve Sonuç...
Ha bir de mum sıvılaşınca içine birkaç damla kolonya koydum. Evde olan tek esans oydu çünkü. Lavanta kokusu olsaydı ondan eklerdim mutlaka.
Tarif: Natali
tebrik ederim iraden harika.kitabı okumadım ama tahmin edebiliyorum yemek alışkanlıklarını.ben yapamam sanırım.şu muhallebiyi yemek varken,amaaan herkes zayıf olacak diye bir kaide yok ama di mi:)
YanıtlaSilEbru cuğum pek de iradeli olduğum söylenemez aslında ama arada gaza gelip biraz dikkat etmeye çalışıyorum sağlıklı olmak için. Muhallebi yada hafif bir tatlı da yemezsem dayanamam gibi geliyor.
Silbende senin aksine tatlıyı hiç sevmiyorum,sadece bazı tatlılardan tadımlık yerim o'da sevdiklerimi:)ellerine sağlık,iyi bayramlar...
YanıtlaSilNe güzel. Nasıl imrendim şimdi. Tatlısız bir hayat düşünemiyorum.
SilBayıldımmmm!!!. Çok işim var bugün,uygun olunca sorularla birlikte geri döneceğim Lilacım :)
YanıtlaSilBeklerim canım. Kolay gelsin.
SilGeldimm.. :) Soru 1- Muhallebinin üzerindeki karamel soğuyunca sertleşmiyor mu ?
YanıtlaSilSoru 2- Mum için kullandığın Pamuk iplik nasıl bişi ?
Bu vesile ile iyi bayramlar, sevgiler.
Hoşgeldin. Karameli yaparken içine krema veya süt eklendiği için kıvamı biraz açıyor ve tadını yumuşatıyoruz. O sayede muhallebinin üzerinde de sertleşmiyor.
SilPamuk ipliği şu mumların içinde ki ipler. Satın da alabilirsin ama eğer bir mumu eritirsen benim yaptığım gibi içinde ki ipliği de kullanabilirsin. Nereden satın alabileceğin konusu ise onları satanların adını bilmiyorum ama hani şu plastik bardak,kağıt tabak satan yerlerden almıştım ben bahçede kullanmak için.
Sana da iyi bayramlar.