9 Şubat 2013 Cumartesi

Vezüv ün Eteğindeki Pompei

Turumuzun 2. gününde durağımız Pompei idi. Ve daha sonra da yakındaki Napoli şehri. 
Pompei ve Napoli ye Roma dan otobüsle 3 saat süren bir yolculuk sonrasında ulaşıyorsunuz. Otoyolun etrafında yemyeşil çiftlikler,eski kilise ve şatolar var. Sabah saatlerinde biz yoğun bir sis içinde gittiğimizden ancak onların tabelalarını görebildik ve rehberin yönlendirmesi ile, gözleri kısarak hayal meyal birşeyler seçmeye çalıştık. 
Herkes o kadar heyecanlıydı ki... Sonuçta Pompeiye gidiyoruz. O yol git git bitmedi sanki. Nihayet geldiğimizde ise sis biraz dağılmış ama asıl başrol oyuncusu olan ve görmek için sabırsızlandığımız Vezüvü saklamıştı. 
Pompei İtalya da Napoli şehri yakınlarında Vezüv dağının eteklerine kurulmuş bir şehir. Pompei halkı bulundukları dönemde zenginlik,refah ve bolluk içinde yaşıyormuş. Şehir 8 kapılı ve büyük duvarlarla çevrili. Şehir planına baktığınızda sanki bir balığa benziyor. 




Antik şehre biletle Porta Marine denilen kapıdan giriliyor. Fotoğrafta selvi ağacının yanında, duvara asılı duran kancalara o dönem gemiler bağlanırmış. Şu anda deniz yaklaşık 5 km uzakta. Pompei bir ticaret şehri olduğu için sık sık gemiler,denizciler ve tüccarlar geliyorlarmış. 




Limanın hemen yanında daha şehre girmeden kırmızı renkte görülen kalıntılar şehre gelen denizci ve tüccarların zührevi hastalıklar taşımaları ve şehre temizlenip girmeleri amacıyla yapılmış hamamlarmış. 





Pompei sokakları... Şehir ızgara planına göre inşa edilmiş. Yani bundan 2000 yıl önce şehirde hava akımının rahat sağlanabilmesi ve düzgün bir şehir planlaması için caddelerin,sokakların birbirlerine paralel ve  90 derece açı ile yapıldığı bir planlama. Bugün Amerika gibi ülkelerde görülen bir şehir planlaması. 
Bu arada fotoğraflarda fark ediliyor mu bilmiyorum ama kaldırımları var. Daha o zamanda bunu düşünmüşler. 2013 de hala bazı şehirlerimizde kaldırımı bırak yol bile olmadığı düşünülürse...




Halk sandalet giydiğinden, yağmurda sandaletlerinin ıslanıp bozulmaması ve kokmaması için ( deri olduğundan) ,insanlar ayakları ıslanmadan karşıya geçsinler diye yolun ortasına büyük taşlar koymuşlar. Yağmurda taşların üzerinden karşıya geçiyorlar. Bu taşlardan her sokakta ve caddede sık sık var. 
Fotoğrafta yolda taşların arasında bizim kamyonların lastiklerinin yollarda bıraktıkları izler gibi izler var. Bu yumuşak kireç taşından yapılmış yollarda gemilerle gelen yükleri taşıyan arabaların tekerleklerinin bıraktığı izler. Arkeologlar bu izlere,derinliğine ve bunun gibi şeylere bakarak yaklaşık ne kadar bir ağırlık taşındığı ,ne tip arabalar kullanıldığı bilgisine ulaşıyorlarmış. 



Halk çok zengin olmasına rağmen aralarında kölelerde varmış. Bu zenginlik ve debdebe içinde sapkın davranışlar görülmeye başlanmış. Şehirde, bizim hepsini görmemiz mümkün olmadı ama tapınaklar,bazilikalar,çamaşırhaneler,tiyatro ve müzik okulu ve daha birçok bina varmış. 
Çamaşırhane deyince bana ilginç gelen birşey öğrendim. Şehirdeki çamaşırhanelerde köleler gelen kirli çamaşırları havuzlarda ,ayakları ile çiğneyerek yıkıyorlarmış. Bunun neresi ilginç diyeceksiniz ama kiri ve yağ lekelerini çok iyi çıkardığı için ( içindeki asit nedeni ile ) insan idrarı kullanılıyormuş. Yıkama havuzundaki asit oranının azalmaması gerektiğinden, çamaşırhanelerin önüne özel kaplar konuluyor ve ihtiyaç duyan insanların idrarlarını bu kaplara yapmaları teşvik ediliyormuş. 
Şehrin ortasında bulunan ve sık sık eğlencelerin düzenlendiği Forum. Çok geniş bir alan. Zaman zaman buralarda müzikli eğlenceler düzenleniyor,bazen köleler birbirleri ile dövüştürülüyor yada vahşi hayvanlara karşı savaşmak zorunda bırakılıyorlarmış. Sahiplerinin köleler üzerinde herşeyi yapma gibi bir hakları da varmış. 





Roma hamamları ile de meşhurmuş. Roma da hamamlar 3 bölümden oluşuyor.1. bölüm ılık olan bölüm. İnsanlar önce burada biraz vakit geçiriyor ve vücutları yavaş yavaş ısınıyormuş.





2. bölüm biraz daha sıcak. Duvarlar çeşitli resimler ve heykeller ile süslü. 





Son bölüm ise hamam bölümü. Bir tarafta havuz ve yine duvarlarda farklı süslemeler. 





Şehir de aynı zamanda bir restoran mevcut. Fotoğrafta bir şarap fıçısı. 





Tarihin ilk restoranımı bilmiyorum ama 2000 yıl önceden . İnsanlar bu tezgahın etrafında toplanıp içkilerini içerlemiş. 







Bir gladyatör okulu. Burada gladyatör olmak isteyenler için bir eğitim veriliyormuş. Gladyatör olmak o dönemde çok önemli. 







Ve forum alanının hemen yanındaki bölümde şehirde bulunan çeşitli eşyalar,mobilyaların sergilendiği bir bölüm bulunuyor . Bu da onlardan biri. Belki Pompei de ölen halkın resimlerini gördüğümden beri onların taşlaştıklarını düşünüyordum. Meğerse üzerlerine yağan madde ve birazdan anlatacağım ölüm şekilleri nedeni ile kemikleri dahi dokunur dokunmaz kırılmış cam gibi dağılıyormuş. Bilim adamları da kemikleri ile toprak arasında kalan boşluğa bir çeşit alçı enjekte etmişler ve vücutları ancak bu şekilde topraktan çıkarabilmişler. 




O Tarihte halk Vezüv ün bir yanardağ olduğunu bilmiyormuş. Aslında yanardağ nedir onu bile bilmiyorlarmış. Önce küçük,daha sonra orta şiddette depremler başlamış. Halk bunu gelip geçici diye düşünmüş. Daha sonra küllerini savurmuş ve gökyüzü simsiyah olmuş. Soludukları duman onları rahatsız etmeye başladığında neler olabileceğini farkedememişler. Dumanlar yükselip de kum taneleri ve çakıl büyüklüğünde taşlar yağmaya başlayınca halk o zaman paniğe kapılmış ve üzerine taş isabet edenler,yağan taşlardan evleri çöküp altında kalanlar ve zehirli gazı soluyanlarla halk kayıplar vermeye başlamış. Birçoğu limana doğru kaçmaya başlamış ve yaşanan sarsıntıların etkisi ile kabaran ve dev dalgalar oluşturan deniz insanları geriye Vezüv e doğru yönlendirmiş . Kızgın küller ve lavlar önüne çıkan ne varsa üzerini örtmeye başlamış. O zamanki durumu inceleyen bilim adamları ölümleri şöyle tasvir etmişler. Zehirli ve kızgın dumanı ilk soluduklarında sanki sıcak kor yutmuş gibi olmuşlar. İkinci soluk da ciğerleri pişmiş. Sonunda nefes almak için de kusmak zorunda kalmışlar. 
Etraflarında yaşanan paniğe dayanamayan ve bu yavaş! gelen ölümden korkanların bir kısmının zehir içerek intihar ettikleri anlaşılmış. ( Bulunan zehir şişelerinden ve içindekinden yapılan araştırmalardan) 
3 gün Vezüv küllerini kusmaya devam etmiş ve şehrin üzerini tamamen örtmüş. Birkaç saat içinde 20 000 kişi ölmüş. 
1709 yılında başlayan ve uzun yıllar süren kazılarda arkeologlar insanları öldükleri andaki halleriyle ve son gün pişirilen ekmeği fırındaki haliyle bulmuşlar. 




Postun kapanışında "Ve Ta Ta Taaaaaammm " diye kocaman,görkemli bir Vezüv fotoğrafı göstermek isterdim size ama dediğim gibi sis ancak bu kadar çekmeme izin verdi. Arkada birazcık da olsa dağın bir kısmı. 
Antik şehrin birçok kısmında restorasyon çalışmaları vardı ve bazı bölümlere de giriş izni yoktu. 




Ve çıkarken şehrin dışarıdan görünüşü. Şimdi çok sessiz ama o dönem de neler yaşanmış. 




Vezüv sönmüş bir volkan değil. Bunca yaşanandan sonra insanların nasıl olur da hala ona bu kadar yakın hatta eteklerinde oturabildiklerine inanamadım. Toprakların çok bereketli olduklarını duymuştum ama insan nasıl bu kadar geçmişi unutabilir? 
Her yerde evler,bahçeler...inanamadım. Hiç mi korkmuyorlar? 
Aşağıda deniz kenarında da koskoca bir liman kenti olan Napoli. Napoli ayrı bir film. Çok enteresan bir yerdi. Filmlerdeki İtalya gibi. Neyse bu post fazla uzun oldu. İtalya dan size gına geldi biliyorum ama az daha dayanın. Daha Colloseum var. Orayı görmeden Roma dan ayrılmak olmaz. 
Sonra Napoliyi de ben bir araya sıkıştırır anlatırım size. 





8 yorum:

  1. Hayır gına falan gelmedi, süper gidiyor. Ben tam bilmiyordum Pompei'lilerin ölüm nedenlerini, sayende öğrenmiş oldum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Sıkılmamanıza sevindim.

      Sil
  2. Ne kadar güzel ve faydalı bir paylaşım olmuş. Sayende birçok yeni bilgi öğrendim. Oraları da gezmiş kadar oldum. Fotograflarda nefis.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Farklı toplumlar,farklı kültürler,alışkanlıklar öğrenmek beni çok mutlu ediyor. Beğenmenize sevindim.

      Sil
  3. teşekkürler paylaşım için,Pompei'yi görmeyi bende isterdim doğrusu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Dilerim en kısa zamanda size de kısmet olur. Pompei başka bir dünya. Fotoğraflar maalesef tam anlamıyla yansıtamıyor bazı şeyleri.

      Sil
  4. Pompei gerçekten çok farklı duygular yaşatıyor insan. Bizim rehberimizin anlattığına göre o alçak sokaklarda kanalizasyon akarmış çünkü bir kanalizasyon sistemleri yokmuş. Yüksek taşlar da kanalizasyona basmamak içinmiş. Zenginlerin caddeleri de daha yüksekte ve zaten köleler taşıyormuş atların giremediği yerlerde ne yıllar...

    YanıtlaSil
  5. belgesel izlemiştim,çoğu resimler yine de ilk defa gördüm,ellerine sağılık canım.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...