23 Kasım 2012 Cuma

Kurabiyeciyiz Biz


Evet ben fena halde kurabiye delisiyim. Kıtır kıtır ,tarçınlı,zencefilli veya tüm diğer çeşitleri ile vazgeçilmezimdir. Derin dondurucuda yada kavanozumda mutlaka kurabiye vardır. Evde olduğum zamanlarda evi poğaça veya kurabiye kokusunun sarması bana daha sıcak gelir. 
Favori tariflerim vardır. Daha önce tarifini verdiğim damla çikolatalı kurabiye, zencefilli kurabiye bizim ve misafirlerimin en sevdiklerimden. Ben kurabiyeler için mutlaka tereyağ kullanırım. Malzeme iyi olunca lezzet de daha farklı oluyor. Emeğiniz de, malzemeniz de boşa gitmemiş oluyor. Şimdi bu tariflerin arasına iki yeni tarif eklendi ki bizimle test eden misafirlerimiz diğerlerinin pabucunu dama atıverdiler bir kalemde. Hani şu çok havalı duran yeni moda Patisserie tarzı yerlerde satılan kurabiyeler gibi oldu sanki. Bu kadar beğenilince de sizinle paylaşmadan edemedim. Yapımı çok kolay. İsterseniz hamuru hazırlayıp derin dondurucuya atarak daha sonra çıkarıp şekil verdikten sonra pişirebilirsiniz. Lezzet olarak hiçbir farklılık olmuyor. 

KAHVELİ KURABİYE

MALZEMELER

50 gr tozşeker
125 gr tereyağ
180 gr un
60 gr toz haline getirilmiş ceviz
1 yumurta sarısı
2 çay kaşığı nescafe
2 çay kaşığı sıcak su

ÜZERİ İÇİN 

Toz şeker

YAPILIŞI

Fırını 160 dereceye ayarlayın. tereyağ ve toz şekeri mikserle veya tahta kaşıkla çırpmadan karıştırarak birbirine yedirin. Unu ilave ederek karıştırın. Yumurta sarısı ve cevizi ekleyerek 1-2 dakika karıştırın. Nescafeyi 2 çay kaşığı sıcak suda eritin ve hamura ilave edin. Hamuru streçe sarıp 35-40 dakika dinlendirin. Ceviz büyüklüğünde parçalara ayırıp çubuklar hazırlayın ve uçlarını kıvırarak ay şekli verin. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye aralıklı olarak dizin. Üzerlerine hafifçe toz şeker serpin. Önceden ısıtılmış fırında 12 dakika pişirin. Fırından çıkarıp ızgara üzerinde soğutun. 

Afiyet olsun.



Bu da denediğim diğer kurabiye idi. Bir kısmına şekil verip pişirdim. Bir kısmı da fotoğrafta ki gibi fincanın ağzı genişliğinde örgülü veya kafes şeklinde daireler hazırladım ve bu şekilde fırınladım. Misafire ikram ederken çayın üzerinde servis etmek farklı oldu. Tarifi daha sonra sizinle paylaşacağım. 




Bu aralar bloğuma fotoğraf yüklemede sorun yaşıyorum. Sanırım fotoğrafların ebatları büyük geldi ve kapasite doldu. Önceki görsellerin küçültülmesi olayını nasıl çözeceğimi henüz bilemiyorum. Son iki postun görselleri kalite olarak daha düşük. Umarım bu görüntüyü fazla etkilemiyordur. Probleme çözüm yolu bulana dek görsel yükleyemeyebilirim. Üzgünüm. Bu post da sadece iki fotoğrafla tamamlanmak zorunda kaldı. 


Bugünden; önce ilk öğretmenim sevgili annemin ,tüm öğretmen arkadaşlarım ve meslekdaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum. 


Ve herkese
tatlı ve mutlu haftasonları diliyorum.
Ağzınızın tadı hiç eksilmesin.  



Tarif: Beyaz Fırın

21 Kasım 2012 Çarşamba

Evdeki Dönüşüm


Bu aralar boya yapmaya kendimi kaptırmış durumdayım. Evde gözüme kestirdiğim şeyleri nasıl değiştirip, yeni bir görünüme kavuşturacağımı planlayıp duruyorum. 
Bir değişim istiyordum. Hani birçoğumuz evdeki eşyaların yerinden,şeklinden sıkılır,arada yerlerini değiştiririz ya o bile kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar. Evin ve bizim enerjimiz değişir sanki. İşte onun gibi. 
Biz bu eve taşınmadan önce alacağımız tüm mobilyaları odanın ölçülerine ve şekline göre planlayıp,bilgisayarda programlarla yerleştirdiğimiz, bazen de küçültülmüş ölçekleri ile kağıt üzerinde en doğru ve odayı daraltmayacak şekilde planlamalar yaptığımız için eşyaların yerini değiştirme gibi bir şeye kalkışmıyorum. Biliyorum ki değişik kombinasyonlar taşınmadan önce defalarca denendi. Ben de onun yerine eski ve fark yaratacak aksesuarlar üzerinde oynayarak evin havasını değiştirmeye çalışıyorum. 
Yıllar önce aldığım venge rengi telefonluk uzun zamandır koyu rengi ile beni rahatsız ediyordu. Boyasam antre aydınlanır ve daha hoş durur ama boya tutar mı ? ben dalgalanma yapmadan düzgünce boyayabilir miyim ? diye düşünürken birden bir cesaretle elime fırçamı alıp boyadım da boyadım. Rengi o kadar koyu idi ki 6 kat boya ancak kapatabildi. 



Sonra çekmecesinde ki düğmesini Alaçatı dan lazım olur diye aldığım dolap ve çekmece tutacakları ile değiştirdim.


Telefonluğun üzerinde duvarda yine onunla aynı renkte bir ayna vardı. Oda boyanmak üzere yerini aldı. Ondan boşalan duvara da evde tam olarak kendine yer bulamayan ama çok severek Zara dan aldığım kuş kafesi geçiverdi. 



Mıknatıslı kuşlarımı da kafese kondurdum veee o gün gidip gelip telefonluğa ve kafesime baktım. Size öncesini göstermiyorum maalesef çünkü ben iş gereği bu projelere hep gece başlıyorum. Fotoğraflarda gece hiç güzel çıkmıyor. Aslında bir de o kadar ani başladı ki bu boyama faslı öncesinde fotoğraf çekmek aklıma bile gelmedi. Neyse boya da,telefonluğun bu hali de benim hoşuma gitti. Sırada başka projeler var. Sanırım bir süre daha boyaya devam edeceğim. 









16 Kasım 2012 Cuma

Tatlı Cuma


Ailenizin ve dostlarınızın yanı başınızda olduğu mutlu bir haftasonu
geçirmenizi  diliyorum. 



Görsel:vintage petitevanou

13 Kasım 2012 Salı

Tiramisu


Neden hindi gibi düşünmek derler acaba? Hindilerin düşünceli görünen bir davranışları mı var ki? Neden mi soruyorum? Çünkü ben de haftasonu denildiği üzere hindi gibi düşündüm. Önce pasta yapmayı istedim. Neli yapabilirim,nasıl olsun derken uzuuuuuun zamandır  tiramisu yapmadığım aklıma geldi. Tamam dedim. O zaman tiramisu yapılacak. Dolapta pastaya lazım olursa diye aldığım rulo gofretler vardı. Onları da pastanın etrafına dizmeye karar verdim. 




Pastanın kremasını yapıp ılınması için beklerken ,hiçbir fonksiyonu olmadan garip garip banyoda çamaşır makinesinin üzerinde duran ve içinde sözüm ona "banyo tuzu" olan kalp şeklinde bir şişem vardı.
( Ne uzun bir cümle oldu)




 Hazır düşünürken bir de bundan ne olur acaba? diye düşünmeye başladım. Veeeeeeee banyo tuzunu çöpe döküp şişeyi temizledim ve evdeki artık danteli şişenin boynuna bağlayıp içine de sardunyalarımın çiçeklerinden kesip koydum. Sanki şimdi daha güzel oldu. 





Bu arada ılıyan pastanın kreması sürülüp, gofretlerle süslendikten sonra soğuması için dolaba kalktı. Ben de evde anlamsızca duran başka eşyalar var mı diye incelemeye başladım. 
Sırada koyu kahverengi olan telefonluğu beyaza boyamak var. Elimi çabuk tutabilirsem belki bir iki güne bitirebilirim. Hadi bana kolay gelsin. 




TİRAMİSU

Malzemeler

2 yemek kaşığı nescafe
1 çay fincanı sıcak su
1 yemek kaşığı toz şeker
1 hazır pandispanya

Krema malzemeleri

1 litre süt
1 yumurta
3 Türk kahvesi fincanı tozşeker
3 Türk kahvesi fincanı un
400 gr labne peyniri

Yapılışı

Süt,şeker,un ve yumurtayı karıştırın. Koyulaşıncaya kadar pişirin. Altını kapattıktan sonra labne peynirini ekleyin ve mikserle çırparak pütürsüz olmasını sağlayın. Ilınması için bekletin.  
Bir fincanın içinde nescafe,sıcak su ve şekeri karıştırın. Hazırladığınız karışım ile kekin önce bir parçasını ıslatın. Hazırladığınız kremanın yarısını ılıkken, ilk katın üzerine sürün. Kekin diğer yarısını da üzerine kapatıp kalan kremayı sürün. Kahve ile süsleyerek soğuması için bekleyin. Oda ısısına geldiğinde bozdolabında soğutun. 


Not: Pasta tabağının kremayı sürerken kirlenmemesi için Martha dan öğrendiğim birşeyi yapıyorum. Kek ile tabağın arasına dikdörtgen şeklinde yağlı kağıt veya alüminyum folyo parçaları koyuyorum. Ve pastanın süslemesi bittikten sonra dikkatlice kağıtları çekip çıkarıyorum. Bu sırada bir miktar krema tabağa bulaşırsa nemli bir peçete veya kağıt havlu ile temizlenebilir. 




Afiyet olsun. 

9 Kasım 2012 Cuma

Yorumsuz

Bugün haftasonu dilekleri yok maalesef. İçimden yazmak gelmiyor. Yarın Atatürk ün ölüm yıldönümü ve ben en sevdiğim şiiri paylaşmak istedim. Bence yoruma gerek kalmıyor zaten. 


YIKIN HEYKELLERİMİ





Ey milletim 

Ben Mustafa Kemal'im 
Çağın gerisinde kaldıysa düşüncelerim 
Hala en hakiki mürşit değilse ilim 
Kurusun damağım dilim 
Özür dilerim 

Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi 

Özgürlük hala 
En yüce değer 
Değilse eğer 
Prangalı kalsın diyorsanız köleler 

Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi 

Yoksa çağdaş medeniyetin bir anlamı 
Ortaçağa taşımak istiyorsanız zamanı 
Baş tacı edebiliyorsanız 
Sanatın içine tüküren adamı 

Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi 

Yetmediyse acısı şiddetin savaşın 
Anlamı kalmadıysa 
Yurtta sulh dünyada barışın 
Eğer varsa ödülü silahlanmayla yarışın 

Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi 

Özlediyseniz fesi peçeyi 
Aydınlığa yeğliyorsanız kara geceyi 
Hala medet umuyorsanız 
Şıhtan şeyhten dervişten 
Şifa buluyorsanız 
Muskadan üfürükçüden 

Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi 

Eşit olmasın diyorsanız kadınla erkek 
Karaçarşafa girsin diyorsanız 
Yobazin gazabından ürkerek 
Diyorsanız ki okumasın 
Kadınımız kızımız 
Budur bizim alın yazımız 

Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi 

Fazla geldiyse size 
Hürriyet cumhuriyet 
Özlemini çekiyorsanız 
Saltanatın sultanın 
Hala önemini anlayamadıysanız 
Millet olmanın 
Kul olun 
Ümmet kalın 
Fetvasını bekleyin şeyhülislamın 
Unutun tüm dediklerimi 
Yıkın diktiğiniz heykellerimi 
RAHAT BIRAKIN BENİ

Süleyman Apaydın























2 Kasım 2012 Cuma

Tabaktakiler ve Haftasonu


Balkonumda ki fesleğenler güneşin kendini saklaması ile boyunlarını bükmeye başladı. Yazın olduğu gibi canlı değiller artık. O yüzden ben de bu aralar daha fazla fesleğenli tarif denemeye başladım. Bunlardan biri fesleğenli bezelye püresi. İki su bardağı kadar bezelyeyi 1,5 bardak suda haşladım ve kalan az miktardaki suyunu süzdüm. İçine 1 yemek kaşığı kadar tereyağ ve kıvam alana dek süt ekleyip rondo ile püre haline getirdim. Tuz ve biber ile damak tadınıza göre lezzetlendirebilirsiniz. Patates püresi fanatiği biri olarak bezelye püresine karşı biraz şüpheli idim ama denemekte fayda var deyip yaptım. Sonuç bu püre bizden tam puan aldı ve sık sık yapılması için de istek aldı. Tek sorun yazın bezelyeyi dondurucuya pek fazla miktarda atmamıştım. Neyse ki marketlerde dondurulmuşu satılıyor. Biterse onlardan denerim. 





Yazın bahçenin bir kısmına benim şifa köşesi dediğim bir bölüm yapmıştım. İçinde çeşitli baharatlar var. Taze taze tüketmeyi seviyorum baharatları. Neler ekmedim ki. Adaçayı,biberiye,3 çeşit kekik,lavanta,ıtır,mercanköşk,nane,reyhan. Bu bölüm benim en sevdiğim yerdir bahçede. Havalar güzelken kelebekler sıra ile geziyorlar bitkileri üzerinde. Ben de onların peşinde fotoğraf çekme derdinde. Her seferinde ilk önce onların yanına gidip konuşuyorum. Yapraklarına dokunup kokluyorum. Şimdi rüzgarla birlikte kirazın sararan ve kuruyan yaprakları hep baharatlarımın üzerinde. Gidip gidip topluyorum düşenleri. 
Bu hafta biraz adaçayı toplamıştım. Bu pürenin yanına bir de ızgara tavuk yapmayı planladım ve 1 limon suyu,1 çay bardağı zeytinyağ,tuz,biber,3 yaprak adaçayı,1 limon kabuğu rendesi  ile hazırladığınız sosa tavuk göğüs etlerini koyup üzerini streçleyip ve 4 saat lezzetlenmesi için buzdolabında beklettim. Yanmaz tabanlı bir tavada ızgara yaptım. Yanına bezelye püresinin üzerine bir miktar, önceden yaptığım limonlu adaçaylı aromalı zeytinyağını gezdirdim. 
Hafif ve lezzetli bir akşam yemeği oldu. 




Bugün Tatlı Cuma. 
Ve ben sonbaharın o güzel renkleri ile süslenmiş sokaklarda sevdiklerinizle vakit geçirebileceğiniz keyifli bir haftasonu geçirmenizi diliyorum. 



Görsel: Pinterest
Tariflerin orjinali:Yap Ye Mutlu ol






Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...