29 Ağustos 2012 Çarşamba

Çarçabuk


Yarın 4 günlük, küçük ve sürpriz bir tatile çıkıyorum. İşe başlamadan önce bir nevi yaz tatiline veda olacak benim için. Tatil haberini alınca yolda atıştırmak için çok sevdiğimiz, tarifi Evcini n den aldığım Damla Çikolatalı Kurabiye ve Annemin yapıp buzluğumuza attığı benimse çıkarıp sadece öğütülmüş Etimek e bulayıp pişirdiğim Rulo Börek yaptım. Puf puf ve çıtır çıtırlar. "Ellerine sağlık canımın içi." Eğer dayanamayıp akşama kadar bitirmezsek yolda yiye yiye gideriz.
Hemen tarife geçeyim ki  çanta hazırlamaya vaktim olsun. Ben kurabiyenin tarifinde değişiklikler ve eklemeler yaptım. Güzel ve kütür kütür bir kurabiye.


DAMLA ÇİKOLATALI KURABİYE

Malzemeler:

113 gr oda ısısında yumuşatılmış tereyağ
3/4 su bardağı toz şeker
1 yumurta
Vanilya 
2 su bardağı un
1/2 tatlı kaşığı kabartma tozu
1/2 tatlı kaşığı karbonat
1/2 çay kaşığı tuz
1,5 tatlı kaşığı nescafe
1 su bardağı damla çikolata
1 portakal kabuğu rendesi
fındık

Yapılışı
Yağı ve şekeri derin bir kaba alıp krema kıvamına gelene dek karıştırın. İçine yumurta ve vanilya yı ekleyip karıştırmaya devam edin. Ardından kuru malzemeler un,karbonat,kabartma tozu,tuzu ilave edin ve tahta kaşıkla karıştırın. En son portakal kabuğu rendesi,nescafe ve çikolatayı karışıma ekleyip elinizle hamuru toparlayın. Ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elinizle yuvarlayıp tepsiye aralıklarla dizin. Tatlı kaşığının tersiyle hamur toplarının üzerine hafifçe bastırın. Üzerlerine birer fındık yerleştirip önceden ısıtılmış 170 derece fırında 15-20 dakika pişirin. Kurabiyeler fırından çıkınca biraz yumuşak oluyorlar fakat soğudukça sertleşiyorlar. 
Afiyet olsun. 






RULO BÖREK

Malzemeler

1 su bardağı tereyağ ve sıvıyağ karışımı
1 su bardağı süt
3 yumurta
1 paket kabartma tozu 
1 kg yufka
istenilen börek içi malzemesi

Yağ karışımını,süt,yumurta ve kabartma tozunu derin bir kapta karıştırılır. 
Tek yufkayı masaya yayıp üzerine hazırlanan bu harc sürülüp yufka 8 üçgene bölünür. İstenilen bir iç malzemesi hazırlanıp,üçgenin geniş kenarına bu içten bolca konur ve çok sıkı olmayacak şekilde sigara böreği gibi sarılır. 
Annem kıymayı yağda soteleyip içerisine maydanoz ve taze soğan yaprakları ekleyip, harmanlamış.
1 paket Etimek rondodan çekilerek toz haline getirilir ve hazırlanan börekler (tekrar sıvı harca bulanmadan) kendi nemi ile toz Etimek e bulanır . Önceden ısıtılmış 180 derece fırında kızarana dek pişirilir. 
Börek fırından çıkınca kabarık ve çıtır oluyor. Etimeklerin tuzlu olanları da var fakat tuzsuz olanı tercih ederseniz daha lezzetli olur. 
Börek istenilen iç ile hazırlanabilir fakat kıyma ile çok lezzetli oluyor. 
Afiyet olsun. 





27 Ağustos 2012 Pazartesi

Lezzet İkilisi

Bugün akşam yemeği için bizim çok sevdiğimiz ve daha yeni ,misafirlerimiz için yaptığım Bezelye çorbası ile Fıstıklı,Biberli Bulgur Pilavı hazırladım.Çorba misafirlerimiz tarafından çok beğenilince bugün tekrar yapıp bahaneyle de bloğa koymaya karar verdim. Bulgur pilavı ise benim pirinç pilavından daha çok sevdiğim bir pilav çeşididir. Hele ki sebzeler,çeşniler ve baharatlarla tatlandırılınca daha da çekici oluyor. 





Domates ve yumurta ikilisini  kat kat pişirip arkadaşlarının yanında  servis etmek niyetinde idim ama kendileri pek fotojenik olmadı. Daha doğrusu benim planladığım pozu veremedi. Ben de onu diskalifiye edip bugünlük çorba ve pilav ile konuyu bitirmeye karar verdim. Gelelim tariflere.




BEZELYE ÇORBASI

Malzemeler

1 orta boy soğan
1 orta boy patates
1,5 çay fincanı bezelye tanesi
zeytinyağ
1,5 çay fincanı süt
tuz

Yapılışı

Soğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağında soteleyin.Soğanlar sararıp yumuşayınca soyulup küp doğranmış patatesleri tencereye ekleyip soğanlarla birlikte 2-3 dakika soteleyin. İçine bezelye tanelerini ilave edip biraz da tüm sebzeleri birlikte birkaç dakika karıştırın. Üzerine 2 çay fincanı kadar su ekleyip sebzeler yumuşayana kadar pişirin. Tencerede ki karışımı rondodan geçirip, üzerine 1,5 çay fincanı kadar sütü yavaş yavaş karıştırarak ekleyin. Burada sütü çorbayı sadece koyuluğunu açıp, kıvama getirmek için kullanıyoruz. Tuzunu ekleyip kaynayana dek kısık ateşte karıştırarak pişirin. 
Üzerine eritilmiş tereyağında toz kırmızıbiber ile lezzetlendirerek servis yapın. 



Bulgur Pilavı

Malzemeler

1 orta boy soğan
1 büyük kapya kırmızı biber
2 yemek kaşığı çam fıstık
1 su bardağı pilavlık bulgur
tuz
bir tutam dereotu

Yapılışı

Bir tencerede 1 yemek kaşığı kadar zeytinyağında fıstıkları pembeleştirin ve bir kaseye alın. Aynı tencereye bir miktar zeytinyağ ilavesi ile ince doğradığınız soğanları ekleyerek soteleyin. Yumuşayıp ,pembeleşen soğanlara temizlenip küçük küpler halinde doğranmış kırmızı biberi ekleyin ve karıştırarak soteleyin. Arada ben tencerenin kapağını kapatıp buharla sebzeleri yumuşatıyorum. Sebzeler sotelenince yıkanmış bulguru tencereye ekleyin ve tuz ilave ederek bulgur duyunu çekene dek kapağını kapatıp pişirin. Suyunu çeken bulgurun altını kapatıp tahta kaşıkla hafif karıştırın ve kağıt havlu ile örterek demlendirin. 
Demlenen pilava kenarda bekleyen fıstıkları ve ince doğradığınız dereotunu ekleyip karıştırın. Sıcak servis yapın.
Afiyet olsun. 



26 Ağustos 2012 Pazar

Veeee Louvre


Bir yerde okumuştum. Louvre u tam anlamıyla gezebilmek için 15 gün gerekliymiş. Benim 15 günüm yoktu ama 7,5 saatimi Louvre için seve seve harcadım. Çıktığımda ayaklarım bu duruma isyan etti. 
Fazla söze gerek yok. Şimdiye kadar okuduğum kitaplarda,televizyonda gördüğüm tüm o tablolar,heykeller,freskler,papirüsler,lahitler....... ve daha bir sürü tarih kokan eserleri gerçek haliyle karşımda gördükçe hipnotize olmuşcasına ve hayran hayran Louvre un tüm koridorlarını gezdim. Paris te  çektiğim 1000 küsur fotoğrafın 3 te 2 si neredeyse Louvre da çekildi. Hepsini yüklemem mümkün olmasa da en güzel birkaç fotoğrafı sizlerle paylaşmak istedim.



10 Euro karşılığında müzeyi ziyaret edebiliyorsunuz. Size tavsiyem bileti önceden almanız ve müzeye sabah erken gitmeniz. Yoksa uzun bir süre kuyruk bekleyebiliyorsunuz. Müzeye girişte ücretsiz bir Louvre haritası alabilirsiniz. Müzenin içi o kadar büyük ve o kadar çok parça ile dolu ki... Haritasız gezmek çok zor. Hangi medeniyet nerede,hangi koridor da ne var diye görerek gezerseniz daha kolay olur. Sık sık dinlenmek için koltuklar konmuş. Zira oturmadan gezmek mümkün değil. 






MISIR MEDENİYETLERİ BÖLÜMÜ


BÜYÜK SFENKS


PAPİRÜSLER








2. RAMSESİN SFENKSİ


2. RAMSES






Mısırlılar aynı zamanda bazı hayvanları da mumyalarlarmış. Bunların arasında timsah,kedi,inek,yılan gibi hayvanlar var. 


Apollon Galerisi


Kral ve Kraliçenin taktığı taçlar


Müze Mona Lisa tablosunun bulunduğu salonu gösteren işaretleri tüm koridorlara yerleştirmişti. Bu fotoğrafı çekmek için büyük bir kalabalığı yarmam gerekti. 
Garip olan bazı turistlerin çok ünlü olan eserlerin önünde bireysel ve aile fotoğrafları çekmeye çalışmaları oldu. Bu mantığı bir türlü anlayamadım. Acaba "bak ben işte bu resmi yada heykeli gördüm. Bu da ispatı mı" demek istiyorlar acaba?




Afrodit heykeli


 Artemis 


Hermaphrodite ( Mitolojiye göre Hermes ile Afrodit in oğulları)


 Hammurabi yazıtı


 Louvre sarayında ki Napolyonun kaldığı bölüm








Sarayda kullanılan bazı eşyalar


Johannes Vermeer in Lacemaker isimli tablosu


Gabrielle Destrees in Kız kardeşler tablosu


Albrecht Dürer in kendi portresi


Dominigue İngres in Türk Banyosu tablosu




Michelangelo nun bir heykeli





Yolunuz Paris e düşerse benden size tavsiye. Mutlaka Louvre u görün derim. Hatta ayağınıza en rahat ayakkabınızı giyin ve sindire sindire gezin. 









23 Ağustos 2012 Perşembe

Eiffel Turu


Paris in hatta Fransa nın simgesi olan Eiffel kulesi adını Gustave Eiffel den alır. 1889 yılında Fransız Devrimi nin 100. yıl kutlamaları için Paris Fuarının giriş kapısı olarak yapılmıştır. Kule Paris halkı tarafından çok eleştiri almış ve kaldırılması için imza kampanyaları başlatılmıştır.Buna rağmen günümüze kadar varlığını sürdürmüş ve dünyanın en güzel mimari yapılarından biri olarak kabul edilmiştir.  Kuleye çıkmak için sabah erken saatlerde sıraya girmemize rağmen 3 asansörden 2 asansörün bakım işlemleri nedeni ile iptal edilmiş tek asansör faal olarak çalışıyordu. Kendine ve ayaklarına güvenenler pıtır pıtır merdivenden çıkarken ben daha gerçekçi olup yukarıda görüşürüz bakışı atarak sırada beklemeye devam ettim. 



Yaklaşık 1,5 saat bekleyişin ardından iki katlı ve 50 kişilik olan asansörle kulenin ikinci katına çıkabildik. Aşağıdaki mahşeri kalabalığın bir kısmı tabii ki buradaydı.  
Eiffelin en güzel fotoğraflarını çekebileceğiniz Trocadero meydanı. 












Kulenin güney doğusunda uzanan Champ de Mars ( Mars Bahçeleri) çok güzeldi. 


"Sen kıyısında,çok sevdiğim Paris halkı arasında gömülmek istiyorum" diyen  Napolyon un mezarı İnvalides. Güneş batarken çatısı pırıl pırıl parlıyordu. 
Rivayete göre Napolyon öldükten sonra bile kendisini görmek isteyenlerin karşısında eğilmesini istediğinden İnvalides i ziyaret edenlerin Napolyon un küllerinin bulunduğu yeri görmek için eğilmeleri gerekiyormuş. Biz ziyaret etmedik ve dışarıdan fotoğrafını çekmekle yetindik. 




Ayaklarımız ağrıya ağrıya iki yanı ağaçlı Champs Elysees caddesi ve sonunda ki Charles de Gaulle meydanına ulaşıyoruz. Alanın ortasında Napolyonun zaferleri anısına yaptırdığı Arc de Triompe (Zafer Takı) tüm ihtişamıyla turistleri etrafına topluyor. 



Günün sonu. Dört gözle Eiffel in gelin gibi ışıldamasını bekliyorum. Makinenim pili bitti bitiyor,hafıza kartındaki son 6 poz,yarım saat önce sonbahar yaprakları ile Eiffel i yerlerden çekmek isterken düşerek yaraladığım dirseğimin acısı. Hava buz gibi. Bu kadar soğuk olabileceğini düşünmediğim için üzerimde ince bir hırka, titriyorum. Ama yine de azimle ve sabırla ışıkları yakmalarını ve makinemin son bir kez daha açılması için dua ederek geçiriyorum 2,5 saati. Mars bahçeleri dünyanın her yerinden gelen insanlarla dolu. Tek ortak nokta herkeste fotoğraf makinesi var. Tripotlar kurulmuş,minderler getirilmiş. O anın gelmesini bekliyoruz. Ve sonuç.....Alkışlar,ıslıklar,çığlıklar.  Dualarım kabul oldu.Kalan son 6 pozu ve pilin son güç kırıntılarını Eiffel in ışıklı halini çekmek için kullandım. Otele dönerken tahmin edersiniz ki çok mutluydum ama kolumun her sızısın da o gün aklıma geliyor hala. Fena düşmüşüm. 



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...