14 Mart 2012 Çarşamba

Aaaahh ALAÇATI ,şimdi orada olmak vardı!


Amacı, içeriği, etkinlikleri ve tümüyle gönüllü çalışanlarıyla benzerlerinden ayrılan Alaçatı Ot Festivali, 7-8 Nisan 2012’de üçüncü kez düzenlenecek. 2010 yılında tek gün olarak başlayan, 2011 yılında iki güne çıkarılan Alaçatı Ot Festivali, Alaçatı halkının sahip çıkması nedeniyle artık geleneksel bir festival kimliğine kavuştu. 

“En fazla ot çeşidini kim toplayacak”, “En güzel otlu yemeği kim pişirecek” yarışmalarıyla klasikleşen festival,  Alaçatı’nın doğal ve kültürel zenginliğini ortaya çıkarma amacı taşıyor.        

Festivalin ilk gün  programı, kortej yürüyüşüyle başlayacak.  İlk günün ana aktivitelerini, konser ve bütün konukların katılabileceği festival resepsiyonu oluşturacak. Akşam Alaçatı’yı seven tanınmış amatör gurmeler tarafından yapılan yemekler, özel misafirlere ve jüri üyelerine sunulacak.

İkinci gün, heyecanlı yarışmalarla başlayacak. Alaçatı otlarından en çok çeşidi toplayan ve özelliklerini bilenler ile en güzel otlu yemeği yapanlar, jüri tarafından değerlendirilecek.  Her iki yarışmanın da birinci, ikinci ve üçüncüleri altın ile ödüllendirilecek.

Yarışmalar devam ederken, Alaçatı’nın ünlü restoranları birer çeşit spesiyaliteleriyle festival alanında stand kuracak. Yerel üreticiler yiyecek, içecek, çeşitli ot ve otlu ürünler sunarak damak ve göz zevkine hitap edecek.
Festivalin bir sürprizi de, ot yemekleri tarifleri içeren özel kitap. Her yıl festival kapsamında yarışan yemek tarifleri kitap haline getirilerek,  bir sonraki festivalde dağıtılıyor. Festivalin  ikinci yılında yarışan yemeklerin tariflerinin yer aldığı kitap,  bu yılki misafirlere dağıtılmak üzere hazırlanıyor.

Birinci yılda yüz bir çeşit ot toplanan yarışmada, ikinci yılda yüz otuz yedi çeşit ot toplayan Necla Erol birinci olmuştu.  Ot aşı yarışmasında ise, Güler Akgün “Karışık Otlu Muska Böreği” ile birincilik almıştı.
Alaçatı’nın nisanda ne kadar büyülü bir mekân olabildiğini görebilmek, ot kokusunun standlardan taşan kekik, fesleğen karanfil kokularına karıştığında nelere kadir olduğunu yaşayabilmek,  reçel, kekik balı, şarap, enginarlı pilav standlarına karışmak, daracık sokaklarda oturan yaşlıların yüzlerinde yılların göç tarihinin öyküsünü okuyabilmek için, baharın ilk günlerinde yapılacak festivale doğa dostu herkes davetli.













3 yorum:

  1. O güzel görsellere bakarken.O daracık mis gibi çiçek kokan kokan,kır kahvesi modelinde ki sokaklar da geziyormuşum gibi hissettim kendimi bir an.
    Festivalde orada olmayı çok isterdim.Orada olsaydım kimbilir yarışmaya bile katılırdım:)
    Artık bloğundan festivali gezeriz canım.
    Paylaşım için teşekkürler.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten de şimdi orada olmak vardı .

    YanıtlaSil
  3. Şeval ve Zeynep yorumlarınız için teşekkür ederim. Yıl içerisinde bazen kendimi yorgun ve sıkılmış hissettiğim zamanlarda Alaçatı fotoğraflarına bakınca sanki sokaklardaki o kekik ve lavanta kokularını alıyorum ve moralim yerine geliyor.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...